12 Kasım 2009 Perşembe
Closed X Open Innovation
Closed İnnovation da ise firmalar çok kısıtlı dış kaynak ve genel olarak yoğun iç kaynak potansiyeli ile başarılı bir grafik izlemeye çalışır. Daha hümanist olan Açık İnovasyon’un aksine İcat ve yeniliklerini çok gizli tutmaya çalışan bu paradigma modeli ikinci Dünya Savaşından sonra İnternet, elektronik haberleşme, cep telefonu gibi radikal teknolojik yeniliklerle dışa açılmaya zorlandı.
Açık İnovasyon ilkelerine kısaca değinmek gerekirse;
Açık İnovasyon da önemli olan akıllı, fikir üretebilen insanlarla çalışabilmektir. Bu insanların içerde veya dışarıda olması önemli değildir. Dışarıdaki Ar-Ge de ciddi değerler yaratabilir ve Pazar payının ciddi bir şekilde artmasını sağlayabilir. İç veya dış kaynaklı bu akılcı fikirleri en iyi kullanan olmak en önemli ilke. Başkaları da firmanın inovasyonlarını kullanabilmeli ve firmada bunun karşılığında fayda elde edebilmeli. Yoğun bir bilgi akışı sürekliliğini içeren Açık İnovasyon proaktif bir bakış açısını özetliyor aslında.
Henry Chesbrough “Açık İnovasyon” isimli kitabının en büyük dayanağı lider firmalardan biri olan IBM araştırmaları. IBM’in, İnovasyon Kaynakları araştırmasında, %42 lik bir oranla çalışanlar ilk sırada yer alıyor. %37 ile İş Ortakları, %35 oranı ile Müşteriler, %23 oranı ile Danışmanlar bu sırayı takip ediyor. Firma içi Ar-Ge nin payı ise oldukça düşük. IBM bu araştırmaların sonucunda Açık İnovasyon’a yönelmek zorunda kalıyor. Açık kaynak kodlu özgür işletim sistemi Linux’u tüm dünya programcılarına açılması ile birlikte IBM, bu açık inovasyon ürünününden para kazanıyor.
Bununla birlikte, MIT Girişimcilik Merkezi’nden Kenneth Morse, IBM in yazılım konusunda açık inovasyonu uyguladığı ancak donanım konusunda eksik kaldığını aktarıyor.
Diğer örnek Procter&Gamble. P&G, Açık İnovasyon’un farkına varınca içerdeki Ar-Ge merkezinin bir çok fonksiyonunu kaldırıp Üniversitelerden, yan sanayilerden, firma dışı mucitlerden fikir toplayıp karşılığında ödül, belli oranda pay gibi mükafatlarla süreci devam ettiriyor. Yeni ürün fikirlerinin oranlarını 10 yıl içerisinde %5 lerden %50 lere kadar artırdı. Sonuç olarak Açık İnovasyon’ı uygulayarak 5 yılda %6 oranında büyüyerek, yıllık karını 3 kat arttırıp 8.6 milyar dolara ulaştırmayı başardı. P&G in en büyük rakiplerinden birisi olan Unilever, P&G’ın müşterilerine eskiden olduğundan daha yakın ve dışarıdan gelen fikirleri, inovasyonları çok faydalı bir şekilde kullandığını belirtiyor.
2 Kasım 2009 Pazartesi
Sünger Bob & Harry Potter
görsel kaynak: www.sungerboboyunlari.com.tr
Yaratıcılık yeteneğinin bölümler boyunca yükselme trendinde kaldığı aslında roman olan bu film dizisi modası geçse de ilginç sahneleriyle kendinden söz ettirmeye devam edecek.
İzleyici ve okuyucularına farklı dünyalar açan ve hayal gücünün sınır tanımaz düzleminde hareket eden bu uslanmaz yaratıcılık ürünü çılgınlık, insan beyninin neler yapabileceğini kanıtlar nitelikte.
Aslında Dünyanın düzleşmesinin kanıtlarından biri olarak karşımıza çıktı. Dünyanın dört bir yanında hayranları oldu. Nedeni basit. Farklılık. Her insanda potansiyel olarak var olan Yaratıcılık yeteneğinin sıra dışı kullanımı. Bana göre olması gereken bir uçuş süreci. Gerçek dünya ile hayal dünyası arasına preslenmiş yaratıcı güç, yer küreyi delik deşik edercesine çok çok farklı ilgi alanları ile fışkırıyor. Aslında yaşadığımızı hissettiriyor, basmakalıp şeylerden uzaklaşmamız için bize fırsat sunuyor.
Sanatsal boyutta kendini daha ağır hissettiren yaratıcı beyin icatlarla insanlığı fiziksel anlamda katkı sağlarken ruha da seslenmekten geri kalmıyor. Filmler, resimler, çizgi filmler, romanlar, heykeller ve aklınıza gelen her şeyle ruhumuzu besliyor. Yaratıcılıkla aslına dönen insanoğlu suni elitten uzaklaşarak kendini keşfetmeye kendini yaşamaya ve paylaşmaya çalışıyor. Belki de popüler olan alanlar dışında kendini kanıtlamak için kalıplaşmış beyinlerle mücadele etmekle cezalandırılıyor.
Teknoloji, estetik ve görsellikle yaratıcı beyin çıktısının birleşimi olan Harry Potter ve bir çok sıra dışı ürün insanoğlunun kapasitesinin nelerle daha çok zıplayabileceğini her saniye göstermeye ve ciddi bir şekilde kanıtlamaya çalışıyor. Yaratılan ürünler piyasada kapalı gişe, çok satanlar, popüler olanlar gibi kalıplara sığdırılarak etki alanını genişletme yolunda. Teknoloji, İnovasyon ve yaratıcılığın emrinde.
Büyücüleri okula yerleştiren ve değişik maceralara sürükleyen hayal gücü ve arkadaşı hayal gücü özellikle çocukları Sünger Bob ile deniz altından selamlıyor. Daha soft ve daha insancıl deniz yaratıkları yaratıcı zihniyet ile can buluyor ve cocukların yaratıcı beyin kıvrımlarını biçimlendirmeye korteksler arasında iletişim kurmayı tetikliyor. Eğlenceli kıvılcımlar çocukların hayal dünyasında silinmez izler bırakarak belki de ilerde bir icat, bir inovatif ürün için kök hücre görevini görür ne dersiniz ? Bizler içinse buruk bir avuntu.
Yaratıcılığımızı yırtıcı bir şekilde parçalayan tüm etkenlere inat her zaman yenilikçi bir ruh hali ile beyin kortekslerinizi iletişime açık tutmanız dileğiyle.
Lütfen biraz çocuk olun, çok şey kazanacağınıza emin olabilirsiniz.
25 Eylül 2009 Cuma
Malcolm Gladwell ve Başarı
11 Eylül tarihinde Turkcell Akademi tarafından organize edilen ve Conrad Otel’de gerçekleşen Malcolm Gladwell’in İnovasyonu Yeniden Keşfetmek isimli seminerine katıldım. Seminerle bir kez daha fark ettim ki Süreyya Bey İnovasyonu bu ülkede herkesten çok ciddiye almaya devam ediyor. Konferansa iş dünyasının katılımı yüksekti.Kendisi 2005 yılında Time Dergisi tarafından Dünyanın En Etkili 100 insanından biri olarak seçilmiş. Kitapları best seller bir pop sosyolog. Outliers, Blink ve The Tipping Point kitaplarının yazarı.
Conrad Otelin hoş Konferans Salonu tam kapasite doluydu. Outliers’ı konferansa katılmadan önce okumuştum. Başarıya farklı bir bakış açısı ile değinmiş olan Malcolm’un bakış açımda yeni bir sayfa açması, aslında uzun zamandır isyankarlıkla karışık farkında olduğum Başarıyı etkileyen faktörleri sıralaması konuya netlik kazandırma açısından etkili oldu diyebilirim.
Konferansta Fleetwood Mac’ın başarı örneğinden yola çıkarak başarının bir anda veya bir günde gerçekleşmediğini vurgulayan Gladwell başarının bir sabır, azim, işbirliği sürecini kapsadığını aktardı. 10 bin saat çalışma kuaralının önemine değinen Gladwell bu sürenin meslekte başarı ve uzmanlaşma, başarı için gerekli olduğunu vurguladı.
Gladwell aslında bildiklerimi netleştirdi. Anlattıklarının başarılı bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen anne babalarca da dikkate alınması gerektiğine inanıyorum. Başarılı insanların nasıl bir aile ortamından geldikleri önemli. Başarının sadece üstün zeka ile gelebileceğini veya çok çalışmanın yeterli olduğunu düşünmek çok sığ bir kanı olarak kalıyor artık. Çünkü başarı birçok etkenin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bir şey. Aslında insan bu etkenleri düşününce başarının aslında ne kadar zor elde edilebileceğinin farkına daha çok varıyor.
Belki morali bozuluyor, belki daha bilinçli oluyor. Ama şu bir gerçek ki sadece azim, zeka, çok çalışmak yeterli değil, bunun her zaman farkında olmalıyız.
26 Ağustos 2009 Çarşamba
İnovasyon’da ilk basamak Yaratıcılık -2-
Iowa Üniversitesi Psikiyatri bölümünde araştırmalarını sürdüren Ulusal Bilim Madalyası sahibi Dr. Nancy Andreasen geçmişteki kayıp dehalara (umarım içinizde kayıp deha yoktur) atfettiği The Creative Brain isimli kitabında yaratıcılığı, yeni ilişkiler, bakış açıları, betimleme yolları sezmeyi içeren ve bu yeni ilişkilerin doğada keşfedilip yeni doğa yasalarıyla ya da roman şiir gibi bir ürünle ifade edilebilmesi olarak tanımlıyor.
Bu yetenek, şayet yaratıcılık sıra dışı ise, insana verilen güzel bir hediye. Mucizeye yakın biyolojik bir armağan.
Sıradışı yaratıcı insanların özelliklerine değinmek istiyorum. Bu insanlar deneyime ve maceraya açıklar, asiler, bireyseller, duyarlılar, ısrarcılar ve merak ederler. Önyargılardan sıyrılmış özgün bir bakış açıları vardır. Yani at gözlüğü onlarda kötü durur. Cevaplanmamış sorularla ilgilenmek keşfetmek onlara zevk verir. Bu zevki alırken tabi kurallarla karşılaşınca da yabancılaşır ve yalnızlığa itilirler.
Bunca pozitif özellikle donatılmış olan sıra dışı yaratıcı insanın negatiflerini merak ediyor musunuz ?
Yaratıcı beyinlerde normal beyinlere nazaran daha çok akıl hastalığına rastlanır. Bir çelişkisi vardır, yaratıcı beyin kurallara, geleneğe karşı kayıtsızdır ancak başkalarının ve kendisinin yaşam tecrübesine karşı duyarlıdır. Bu çelişki kişiyi kaosa itebilecek güçtedir. Dünyaya çocuksu bir şekilde yaklaşabilme yeteneği ile bu olumsuz durumun üstesinden gelir yaratıcı beyin.
Fazlasıyla meraklı olan yaratıcı beyin sürekli meşguldür, gizli ve yasak tanımadığı için ilgilendiği konunun sonuna gidecek kadar da ısrarcıdır.
Tüm bu yazdıklarım birçok psikolojik test, deneysel çalışmalar ve vaka incelemesi sonucunda tespit edilen özellikler. Belirgin özellikler sıralanmış olsa da yaratıcı beynin nasıl çalıştığı ve yaratım sürecini nasıl gerçekleştirdiği hala bir sır. Bilim adamları FMR (fonksiyonel MR) cihazları ile bu sırrı keşfetmeye çalışsalar da henüz bir sonuca varmış değiller.
Yaratıcılık çok değerli bir yetenek. Kim bilir kaç deha toplumumuzda verimsiz konumlara hapsedilmiş, atıl olan yeteneğini kullanamadı veya kullanamıyor.
Yaratıcı Beyinlerin değerini anlamak onları destekleyebilecek gelişmişlik seviyesine erişmek için toplumun ram seviyesini yükseltmek mi gerekir ne dersiniz ?
13 Ağustos 2009 Perşembe
İnovasyon’da ilk basamak Yaratıcılık -1-
Yaratıcı insanların zor bulunduğunu ifade eder çoğu bilinçli insan. Evet zor bulunur ancak, bulunduğu zaman da kıymeti bilinmez. Herkes gibi davranması istenir, mor inek dışlanır, her türlü kötü muameleye maruz kalır. Genelleme yapmak istiyorum, çünkü yaşadıklarım ve gözlemlerim böyle. MAALESEF.
Neyse bırakalım böyle sosyal yaraları konuşan entelektüeller olmayı. Şimdi YARATICILIK (namı diğer siz ne derseniz) herkesin baktığı bir şeyi farklı görmek, farklı düşünmek, herkesten ayrı bir gökkuşağına dönüşmektir. Hep sarı, hep yeşil olmamak, her 7 hatta daha fazla renkte olmak yaratıcılığın kaynağıdır. Yaratıcılık keşiftir, özgürlüktür. Düşünebilmenin, beynin farklı kıvrımlarının işlemesinin verdiği hazdır. İnovasyonun ilk basamağıdır.
Peki herkes yaratıcı mıdır? Veya yaratıcı olabilir mi?
Nörobilim herkesin hayatın gerektirdiği işleri yapabilmek için normal bir yaratıcılık seviyesine sahip olduğunu kanıtlamış.
Anormal Yaratıcılık ise insanların hayatına farklı bir şekilde yön veren bir yaratıcılıktır. Anormal Yaratıcılık Yeteneğine sahip olanlar farklı beyinlere sahipler; Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Salvador Dali, Goya, Van Gogh v.s.
Yaratıcılık aslında çok tehlikeli bir yetenek. Devamı haftaya…
6 Ağustos 2009 Perşembe
3G VE RADİKAL GİRİŞİMCİLER
En ilgimi çeken görüntülü çağrı merkezleri. Duyma engelli müşteriler için görüntülü çağrı merkezleri. Animasyon uygulanarak oluşturulan teknolojik karakterler. Kısacası 3G girişimcilere epey bir yaramış görünüyor. Bakir bir alan olduğundan daha bir çok ürün ve hizmet yaratılacağı aşikar.
Hızlı internet hizmetinin yanısıra, görüntü hizmeti sadece cep telefonu ile kısıtlanmayacağa benziyor. Kanıtları daha şimdiden ortada.
Aklıma gelen ilk şey 3G ile Mobil Gazetecilik. Haberciler açısından nimet olacak. Uzaktan eğitim ile eğitim kurumları özellikle üniversiteler şanslı. Dil eğitimi ise artık uzakları yakın edecek güzel bir fırsat.Tüm bunlar + daha birçok şey için yazılım uzmanları ve sermaye ile birlikte yaratıcı girişimciler biraraya gelip doğru bir ekip oluştururlarsa başarı kaçınılmaz olacak.
3G radikal düşünen girişimcileri bekliyor, bir çok başarılı girişimcilik öyküsünün bu alandan çıkacağını öngörüyorum.
30 Temmuz 2009 Perşembe
Sigara Yasağı Girişimcisi
Bu küçük bir örnek ama aslında bu yasağı fırsata çeviren bir çok kişi çıkabilir. İcat çıkabilir. Kesin bir çok kişi düşünüyordur. Birçok kişinin aklına geliyordur.Hatta icat edildikten sonra “ya ben bunu düşünmüştüm” şeklinde hayıflanmalar da duyabiliriz.
Peki neden bu kadar geri çekiliyoruz yapma kapasitemiz varken yapamıyoruz. Sanırım tarih boyunca böyle bir sorunla karşılaştık. Ha gayret biraz daha cesaret gibi yönlendirmelere mi ihtiyaç var. Girişimci olmayı özendirmek önemli bir toplumsal faydaya kapı açıyor aslında.
Finansal destek veren bir çok kuruluş ta var.
Biraz atalet mi var ? Karamsarlık mı ? Azim eksikliği mi ? Siz ne dersiniz ?
Kalbimiz 3G ile xxx Mbps hızla atıyor
Heyecanlıyız çocuk, genç, yaşlı 3 nesil 3 g li olacak artık.Bir zamanlar “Yok olmaz,Mümkün değil,hayal kuruyorsunuz!” şeklindeki ifadelerle hor görülen bir teknoloji nimeti daha hizmetimize sunuluyor. Dikkat ediyorum da bu demotive edici tepkiler azimli teknoloji meraklılarını yıldırmıyor ve ihtiyaç olan hizmet veya ürün mutlaka bir şekilde bize er ya da geç sunuluyor. Merak duygusu, daha iyisini isteme insanoğlunu bu yola sürüklüyor. Teknoloji meraklıları için 30 Temmuz Milad. 3G den önce ve 3G den sonra diye hayatlarımız etkilenecek birçok şekilde.Bu teknolojinin açacağı kapıları bir düşünsenize… İnovasyona gün doğdu, bir çok hizmeti kapsayacak 3G teknolojisi inovatif ürünler ve hizmet inovasyonu ile temel kaynak olarak hepimizin rehberi olacak.
3G nin getirdiklerini konuşmaya gerek duymuyorum, izlediğim kadarıyla gerek Turkcell’in CEO su Süreyya Bey gerekse Vodafone Türkiye CEO su Serpil Hanım bu teknolojinin Türkiye’ye neler kazandıracağını çarpıcı bir şekilde gerçekleşen basın toplantılarında, net olarak ifade ettiler. Farklı reklamlarla, XXX Mbps hız rekorları ve sloganlarla da akılda kalan 3G nin, meraklılarına heyecan yaşatacağı kesin. Avantajlar, fiyatlar, servisler uzunca bir süre konuşulacak.
1994 yılına kadar cep telefonu kullanımının olmadığı Türkiye’de teknoloji devrimleri yaşanıyor.O günlerde hayal edilemeyecek ürün ve servislerden yararlanıyor olmak heyecan verici. Sizce Hayal Gücü + İnovasyon girişimci ruh ile birleşmeseydi bugün 3G den konuşabilir miydik ?
Bırakın 3G yi Cep telefonundan bile bahsedemezdik. Geleceğe gebe birçok teknoloji ürünü henüz keşfedilmemiş bakir alanlar gibi hayal gücü ve inovasyonla açığa çıkmayı bekliyor.Bunun için beyinlerimizi özgür bırakıp sınırsız düşünmemiz yeterli.
Özetle her geçen gün teknoloji bizi birkaç adım öteye zıplatmaya devam edecek.Sakın Şaşırmayın.
23 Temmuz 2009 Perşembe
Atatürk ve İnovasyon
"Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşları, tekniğin harikaları, dünyayı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir dönemde yüzyıllık köhne düşünüş biçimleriyle, geçmişe düşkünlükle varlığın korunması mümkün değildir.”
1924 (Atatürk'ün B.N. s. 85)
Geçmişten günümüze başarı yenileşme ile bağdaşıyor. Yerinde durmayan sürekli farklı yöntemler deneyen bir adım ileri gidebiliyor. Radikal fikirler önemli. Radikal fikirlerin ortaya çıkabilmesi için kaliteli beyinlere ihtiyaç var. Sadece bir devlet adamı olmayan Atatürk bunu başarabilmiş ender insanlardan biri.
Vecizede ifade edilen tekniğin harikalarını en çok hissedebileceğimiz dönemleri yaşıyoruz aslında. İnovasyonu biraz daha ensemizde hissediyoruz. Artık yenileşim bizi davet etmiyor, zorluyor. Geçmişe düşkünlük gibi bir bakış açısı rağbet görmüyor ve yenileşim zirveden bırakılmış bir kartopu gibi tüm dünyayı sarıp kocaman bir hale dönüşüyor.
Farkında olmadan bizi esnetiyor aslında, yeniliğe adaptasyon daha kolay gerçekleşiyor.
22 Temmuz 2009 Çarşamba
Bir Hayalim Var
Mütemadiyen diyet yapan bayanlar tartı ve diyet sorununuzun çözümü için bir arayış içindesiniz.Sizi çok çok iyi anlıyorum.Bu empati kurmak değil.Empatinin de ötesinde bir şey.
Ya siz yağ-kas dengesini merak ediyorsunuz değil mi ? Bunun için ya bir eczaneye gitmek zorundasınız veya diyetisyeniniz vastası ile acaba bu hafta veya bu ay yediklerimin yüzde kaçı yağa dönüşmüş ? Yaptığım spor işe yaramış mı ? Kısacası ne kadar yağlanmışım ? Bir de çeşitli kaygılar peşinden gelir tabi.Hayat boyu böyle mi devam edecek,bir ileri bir geri mi ? Neden kilo veremiyorum ? v.s v.s
Tüm bu sorulara cevap bulabilmek elbette ki bireysel yeteneğinize bağlı.Yani tek tek size.En azından tart-baskül veya ismi neyse ona ulaşmanıza bir çözüm bulunamaz mı ?Bence bulunur.
Tartı mesleğini yaz tatilinde yapan çocuklar,evet girişimci çocuklar,olmaz demeyen nasıl yapabilirim diyen çocuklar buna bir çözümünüz var mı ?
Girişimci sana sesleniyorum;sokak veya caddeler teknolojiye ayak uydurup kas-yağ oranını ölçebilen basküllere ne zaman kavıuşacak ? Biraz hareket lütfen..
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Başarılı Girişimciler Ezber bozan mıdır ?
Ürün ve hizmet yelpazesi içerisinde fark yaratabilen ve İNOVATİF olabilenler kazanıyorlar.Doyumsuz olan insanoğlu Homoekonomikus olarak varlığını sürdürecek.Bunu göz önüne aldığımızda farklı olan hizmet ve ürünlere de her zaman için rağbet olacaktır.
Aklıma ilk gelen ezber bozan girişim örneği DOLMUŞ. İsmi ile müsemma olmuş bir aracın doğması ekonomik kriz dönemlerinde fakir fukaranın yardımına yetişmiş.Girişimcisi çok kazanmış mı bilmem ancak güzel ve pratik bir düşünceyi hayata geçirmiş olması hala taktire şayan.
Başka bir örnek.Simit Sarayları,simit çeşitlendirmesi ile ezber bozdular,zincir haline geldiler.Fikir basit aslında değil mi ? Basit ama bunu gerçekleştirebilmek emek istiyor.Örnekleri çeşitlendirebilirsiniz çünkü örnekler her yerde var.
Bu fikrin,veya herhangi bir girişimci fikrin akla gelebilmesi için de hem bir tecrübe silsilesi hem de farklı düşünme boyutlarının kesişmesi gerekiyor.Kişinin kültürel özellikleri ve yaşanılan toplumu algılama boyutu da önemli faktörler arasında geliyor tabi.
Özetle; Ezber bozan olmak kazandırıyor,damardan tüketiciye hitap ediyor olmak kazandırıyor.
7 Temmuz 2009 Salı
Hayal Gücü ve Seyisi Girişimci Ruh
Peki hep birlikte sorgulayalım o zaman.
Efendim hayal gücü toplumumuzda bazan yadırganan bir terim olmuştur.Boş hayaller kurma ! Hayal dünyasında yaşıyorsun gibi.Bir de hayal gücünü öven veciz sözler vardır.İlki bizden Yahya Kemal Beyatlı’dan İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.Ve sonrakiler;
J.Bernard: Büyük şeylerin hayali ile yaşa, hiç olmazsa daha küçük şeyleri yapmak imkanı bulursun.
William Russell: En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır. Albert Einstein: Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir.
Goethe: Hayal gücü ne ilahi bir armağandır.
Hepsi çok güzel sözler.Hayal gücü gerçekten de ilahi bir armağandır.Olmayan bir şeyi hayal ediyorsunuz çünkü ve bu yönde bir ideal oluşturup koşturuyorsunuz.
Cep Telefonu,Ampül,bilgisayar ve işimize yarayan bir çok şey hayal gücünün ve hayal gücünün seyisi Girişimcilik Ruhunun eseri değil mi ?
3 Temmuz 2009 Cuma
Kadınlar & Mikrokredi ile Güçleniyor
Evet bu bakış açısı çok kötü görünüyor değil mi ?
Oysa kadınlar bu olumsuz yargılardan çoktan sıyrılmış.Nasıl mı ?
Mikrokredi sistemi sayesinde.Bu sistemi tanımsal içerikli cümleler kullanarak size anlatmayacağım. Bu sistem ne işe yarıyor onu anlatacağım;
Kadınlarımız güvene dayanan,kefilsiz küçük başlangıç sermayesi ile hayatlarını değiştirebiliyor ve kendi ayakları üzerinde daha sağlam durabiliyorlar.Balık yemeyi değil balık tutmayı öğreniyorlar.Yoksulluğun zincirlerini kendi kendilerine güçlenerek kırıyorlar.Çocuklarını okutuyor,mutfak masraflarını çıkarıyorlar.Aldıkları mikrokredileri geri ödeme konusunda çok sadık davranıyorlar.
Dünya’da Nobel Ödüllü Prof.Dr.Muhammed Yunus, ülkemizde ise 2003 yılından beri Prof.Dr.Aziz Akgül Mikrokredi Sistemi’nin Öncüleri.Ve öncüler kadınların hayatını değiştiriyor. Yoksullara mikro kredi verilmesi,5302 sayılı İl Özel İdaresi kanununun 6.maddesinde de devletin görev ve sorumlulukları içerisinde yer almış.
Özetle,Ülke refahı her bir yoksul kadının omuzlarındaki girişimcilik ruhu ve azmi ile artıyor.Artacak.
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumuİnovasyonun Renkleri
İntekno Şirketler Topluluğu insiyatifi ile 2006 Haziran'ında başlatılan İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumları, misyonu çerçevesinde ilerlemeye devam ediyor. İntekno Şirketler Topluluğu, Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle, Ulusal İnovasyon Girişimi katkılarıyla gerçekleştirilen İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumları'nın yedincisi 16 Haziran 2009 tarihinde, Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlendi.
İntekno Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kulluk, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan ve Sabancı Üniversitesi REF Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmalarında, toplantının gündem maddeleri ve amacına ilaveten, yenişimci (inovatif) yaklaşımların iş dünyasının yanı sıra sosyal hayatta da arz ettiği öneme örneklerle değinildi.
Carnegie Mellon Üniversitesi Tepper İşletme Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Thomas Emerson, günün ilk konuşmacısıydı. 7. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu'ndan bir gün önce, yine Boğaziçi Üniversitesi'nde, öğrencilerin ve iş dünyasının katılımıyla düzenlenen "Act up for a Startup" başlıklı özel workshop ve seminerde de kürsüye çıkan Prof. Thomas Emerson, girişimcilerin sahip olması gereken özellikler, önlerine çıkabilecek engeller ve bu engellerin nasıl aşılacağı konularının yanı sıra, yenişim süreçlerinden bahseden etkili bir sunum gerçekleştirdi. Seminerin ikinci oturumundaki konuşmasında, Guy Kawasaki'nin "The Art of the Start" kitabında değindiği konuları, gerçek hayat tecrübeleri ile zenginleştiren Thomas Emerson, Kawasaki'nin bir konuşmasını da video gösterimi ile dinleyicilere sunarak katılımcıların keyifli dakikalar geçirmesini sağladı.
"VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu - İnovasyonun Renkleri" dâhilinde, konuşmacılardan kürsüye çıkan ilk kişi olan Thomas Emerson, inovasyon ve girişimciliğin, bir fikri nasıl değer arz eden bir varlığa dönüştürdüğünden bahseden zengin içerikli konuşmasıyla beğeni topladı. Yenişimin işleyişi ve girişimcinin izlemesi gereken yollara dair, güçlü bir konuşma yapan Thomas Emerson'ın ardından kürsüye gelen ikinci konuşmacı, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan oldu.
Prof. Kaylan'ın konuşmasında değindiği konular, yenişimin ve girişimciliğin kalite yönetimine yansımaları ile sosyal yenişimin önemi oldu. Sosyal yenişimin önemine ve toplum için arz ettiği değere özellikle vurgu yapan Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan, gözlerden kaçmakta olan ancak büyük önem verilmesi gereken bir konuya parmak basarak dinleyiciler üzerinde güçlü bir etki bıraktı. Prof. Kaylan'ın ardından söz alan Prof. Dr. Dilek Çetindamar, dinleyicileri "Yenilikçi Fikirlerin Finansmanı" başlıklı sunumuyla aydınlattı.
Daha sonra kürsüye gelen Surrey Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Adel Sharif, dinleyicilere açıkladığı yenişimci "Modern Water" projesi ve bu projenin iş dünyasında bir değere dönüştürülmesini içeren girişim sürecine dair sunumuyla, yenişim ve girişimin başarılı bir örneğini sundu.
Sempozyuma Finlandiya'dan katılan Helsinki Ekonomi Üniversitesi IDBM Program Direktörü Prof. Markku Salimaki, yenişime giden yolda tasarımın önemini anlatan bir konuşma yaptı. Tasarımın ayrı bir eğitim dalı olarak ele alınması gerektiğinden bahseden Prof. Salimaki, konuşmasında ayrıca, birbirinden farklı disiplinlerin harmanlanması ve bireylerce özümsenmesi ile başarılı tasarımların ortaya çıkacağından ve bunun da yenişime giden yolda güçlü bir adım olacağından bahsetti. Finlandiya'da mevcut bulunan yenişime açık sistemlerden örnekler de veren Prof. Salimaki'nin ardından kürsüye, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Gökçe Dervişoğlu geldi. Dr. Gökçe Dervişoğlu, "Kültür ve İnovasyon" başlıklı konuşmasında, yenişimin kültür üzerinden işleyişinden bahsederek sempozyum gündemine önemli bir katkıda bulunmuş oldu.
Son olarak kürsüye gelen İntekno Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kulluk, ilk olarak "yenişim" kelimesinin etimolojisinden bahsettiği "Yeşil Yenişim, Yeşil Girişim, Olmalı Benim İşim" başlıklı konuşmasında, yenişimin doğal kaynaklarımızı korumak adına yönlendirilmesinin önemini vurguladı. Yenişim ve girişim ortamlarının yaratılması ve sürdürülmesinde, esinlenmenin gerekliliğini de vurgulayan Kulluk, konuşmasında ülkemizde bulunan yenişim bilincinden de örneklerle bahsetti. Halkımızda mevcut bulunan yenişim potansiyelinin, pratiğe dökülmesinin önündeki en önemli etkenlerden biri olarak, ülkemizin kültürel yapısında var olan bir takım eğilimleri işaret eden Kulluk, Mevlana'nın Hoşgörü kavramına bakışının toplumsal bilinç haline getirilmesi ile bu sıkıntıların aşılacağını açıkladı. Mevlana'nın öğretilerine farklı bir bakış açısı getiren Kulluk, O'nun kişileri yenişime teşvik ettiğinden bahsederek Mevlana ve Hoşgörü kültürü ile yenişim arasındaki bağları dinleyicilere anlattı. "Hoşgörü bizim doğal kaynağımız, yeter ki onu kullanmasını bilelim" diyen Kulluk'un sunumundan sonra sempozyumun son bölümüne geçildi.
Bu bölümde Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından, İntekno Şirketler Topluluğu'nun desteğiyle çıkarılan İnovasyonun Renkleri isimli e-bültende yer alan Meryem Aslan, diğer projelerinin yanı sıra, GSM sektöründe görme engellilere yönelik olarak geliştirdiği projesinden de bahsederek yenişimci (inovatif) yaklaşımlara gerçek örnekler sundu.
İnovasyonun Renkleri oturumundan sonra, Halil Kulluk ve Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan ile birlikte kapanış konuşmalarında yer alan Ulusal İnovasyon Girişimi Direktör Yardımcısı Selçuk Karaata, değerli görüşlerini konuklar ve katılımcılarla paylaştı.
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu - İnovasyonun Renkleri, İntekno Yeniesin Sazendeleri'nin icra ettiği eserler ile ayrı bir renk kazandı. Sempozyum sırasında mini bir konser veren grup, dinleyicilere keyifli dakikalar yaşattı. Farklı kültürlerden konuşmacıların, inovasyon ve girişime dair güncel sorunlardan ve bunların çözümlerinden bahsettiği yapıcı ve verimli geçen sempozyum, konuşmacılara plaketlerinin verilmesiyle sona erdi.
25 Haziran 2009 Perşembe
Kamu=İnovasyon=Toplumsal Refah
AB üyeliğini hedefleyen ülkemizin inovasyon konusunda gerçek adımlar atması kaçınılmaz oldu artık.İnovasyonu sadece özel sektöre,üniversitelere özgü bir alan olmaktan çıkaran kamu sektörü olacaktır.Farkındalık yaratabilmek birinci önceliğimiz.Ülkemizde inovasyona yönelik ilk çalışmalardan bahsetmek gerekirse; Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1996-2000) İlk sırada yer alacaktır.1997 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu İnovasyonu odak alan bir politika izlemeye başladı.2006 yılında İnovasyon Stratejisi ve Eylem Planını hazırlaması, İnovasyon Gücümüzün artırılması açısından güzel bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Tübitak’ın araştırmayı destekleyen programlar yürütmeye başlaması,patent teşvikleri önemli adımlar arasında yer alabilir.
Ancak yapacak çok işimiz var.Avrupa Komisyonu inovasyon konusunda geliştirmemiz gereken yönlerimizi şöyle sıralıyor; İnovasyon ve Öneminin ciddi anlamda farkında olmak ve kendimizi geliştirmek, İnovasyonu sadece bilim ve teknoloji alanından ibaret görmemek, İnovasyonun finansmanı için ayrılan kaynakların yeterli düzeye çıkarılması, Yasal düzenlemelerle İnovasyonu kolaylaştırmak, İnovasyon ile ilgili eğitim ve danışmanlık hizmetlerini artırmak gibi.
Kamuda İnovasyon en çok halka dokunulan hizmetlerde gerekiyor. Kamusal Hizmetin Vatandaş odaklı,hızlı,hizmet maliyeti ise minumum olmalıdır. E-Devlet en önemli adım.Sağlık,Eğitim,Mali Konular…v.s…Peki bu alanlarda görülen İnovasyon örnekleri neler;
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın e-Vergi Dairesi uygulaması, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın mükellef ve çalışanlarını dinleyen açık ve inovatif yönetim anlayışını net olarak hissettiren Forum uygulaması, Hastanelerde online randevu hizmetleri, Kültür Bakanlığı’nın Müzekart uygulaması, Milli Eğitim Bakanlığı’nın e-okul, Adalet Bakanlığı’nın Uyap-e-dava uygulaması sayılabilir.
Peki bunlar yeterli mi.Hayır. Çünkü inovasyon süreklilik gerektirir.Çin ve İrlanda gibi öncü ülkelerde uygulanan ve başarılı olan kamusal inovasyon örnekleri bizim ülkemizde de başarıyla uygulanacak.Ben Ülkemizin potansiyeline güveniyorum sadece biraz daha çalışmamız gerektiğini, İnovasyonu biraz daha ehlileştirmemiz gerektiğini yineliyorum.
Dolaima & Genç Girişimci Ürünü
Karşıyaka Meslek Lisesi öğrencileri (5 girişimci ruhlu öğrenci) Genç Başarı Eğitim Vakfı ve ABD Büyükelçiliği'nin ortaklaşa organize ettikleri Global Girişimcilik Projesi kapsamında YEMENİ'yi bayan giysisi olarak tasarlamış.
Sonra mı ?Dolaima ismini verdikleri bu giysiyi pazarlamak için bir şirket kurup ihracata girişmişler.
2,5 tl ye mal ettikleri yemeniyi 5 avroya Portekizli bir şirkete satmayı başarmışlar.Şirket yapılanmasını gerçek bir şekilde kurup yerleşmesini sağlıyorlar.Bu girişimcilik örneğini liseli 5 öğrenci yapmış.Okulu bitirdikten ve biraz daha tecrübe kazandıktan sonra neler yapabileceklerini buyrun siz tahmin edin.
Umut dolu ve motive edici bu gelişmelerle kriz dediğimiz canavarın daha rahat alt edileceğini düşünüyorum.İyiki varsınız gençler !
15 Haziran 2009 Pazartesi
Girişimci Çocuklar ; Buz Gibi Soğuk Sudan İÇENNN
Çocuklar, en güzel örneklerdir girişimciler için aslında. Kendilerine güvenirler, cesurdurlar, fırsatları değerlendirirler, iyimserdirler, yeniliklere açıktırlar, para kazanıp sonunda okul masraflarını, belki harçlıklarını, o günkü ekmek paralarını çıkarmak için işlerini severler.
Riskleri var mı ? Çook; Suyu satabilecek mi ?
Suyu satmak için talebin olduğu hangi mekanlarda olması gerekir ?
Suyu soğuk tutabilmek için buz yeterli mi ?
Para üstü sorununu nasıl çözmeli ?
Ne kadar sürede X miktar suyu satmalıyım ? v.s.
Su satan çocukları örnek gösterdim ama söylediklerim herhangi bir ürünü satan çocuklar için de geçerli tabi.Sizce daha fazla su satmak için ne yapmalı bu çocuklar, küçük girişimciler ?
İşte bu soruya cevap yaratıcılık güçleri ve insanların ihtiyaçlarını tam odağından yakalamakla alakalı.
9 Haziran 2009 Salı
Melek Yatırımcınız / Sermayeniz Var mı ?
Zengin değilseniz ancak yaratıcılık yeteneğiniz varsa ve inovatif projelere imza atıyorsanız bu konuda zorlanabilirsiniz.
Ülkemiz malesef melek yatırımcılar acısından zayıf olarak nitelendirilebilecek bir yapıda.Son zamanlarda inovasyonun farkına varılması ve kriz dönemlerinde bile sıçrama yapılabilecek fırsatı vermesi kaçınılmaz olan inovasyonun önemsenmesi Melek Yatırımcı sayısını az da olsa artırmış durumda.Daha da artacağını umuyorum.
İnovasyon kalkınmanın kaçınılmaz girdisi ise bu sayının artması için herkesin bir hamle yapması gerekmez mi ?
Girişimcilere,Melek Yatırımcılara,Melek Yatırımcı olma potansiyeli olan riskseverlere sesleniyorum,Hadi Artık daha fazla beklemeyin,biraz daha kulaç atalım,ha gayret...
1 Haziran 2009 Pazartesi
{ Yaratıcılığın Kabusları }
Yaratıcılık yeteneği olan insanlar "şanslı" olarak görülür.
Aslında yaratıcılar korunmalı.Bizim toplumda mümkün değil tabi.
Neden ? Birçok sebebi var.En basiti kilolu insanlara ŞİŞKO ,çalışkanlara İNEK denilmesi gibi yaratıcı, farklı insanlara da DELİ denir.Ya da "boş işler" "başka işin gücün yok mu senin" gibi tepkiler de gösterilebiliyor.
Yalnız,yapayalnız olan bu Yaratıcı İnsan ın suçu ne peki ? Neyse bu kaostan kurtulup yazıma dönmeliyim.
Yaratcılığı en çok Olumsuz Eleştiri etkiler.Olumsuz yaklaşım herkesi etkiler aslında.Bir su damlasına kötü şeyler söyleyip mikroskopta incelerseniz suyun o güzelim görüntüsünün buruşuk bir hal aldığı görürsünüz.
Merak ve Sorgulamayı Engellemek te yaratıcılığı - etkiliyor.Kalıplara sığdırmaya çalışmak, merak etmeyi engellemek, Sorgulayanları "arıza" olarak görmek ne tuhaf.
Aslında öncelikle FARKLI olanı kabul etmek ve Farklı olana saygı göstermeyi öğrenmek gerekiyor. Yapılacak Çok şey var.ÇOOOKKKKK....
Atatürk ve İnovasyon
Ve umduğum gibi vecizeler buldum. İleriyi görmek başka birşey.
"Uygarlık yolunda başarı,yenileşmeye bağlıdır.Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşları, tekniğin harikaları, dünyayı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir dönemde yüzyıllık köhne düşünüş biçimleriyle, geçmişe düşkünlükle varlığın korunması mümkün değildir.
1924 (Atatürk'ün B.N., s. 85)
Ben seninle çalışmalıydım Atam. Yaratıcı insanlar sen gidince daha da yalnız kalmış anlaşılan.
26 Mayıs 2009 Salı
3G Özgürlüğü
101 ülkede kullanılan bu teknolojinin bizim ülkemize bu kadar geç geliyor olması büyük bir zaman kaybı.
**Sevdiklerimin görüntüsünü cep telefonunda görmek, TV programlarını kaçırma riskini azaltmak.
**Beğendiğim şarkıları kısa sürede indirip, zevkle dinleyeceğim.
Hadi Gel Artık 3G
# İnnovasyonun önündeki engeller #
2-Gözlem yapmamak
3-Yapılamayacağına inanmak
4-Karamsarlık
5-Biz mi kurtaracağız memleketi felsefesi
6-Takım üyeleri arasında anlaşmazlıklar
7-Meyveli ağaç taşlanır felsefesine maruz kalmak
8-Benim fikirlerim daha iyi - zarar verici rekabet ile insanların demotivasyonu
9-Finansal destek sağlayıcıların yetersizliği (Melek Yatırımcılar)
İCAT & İNNOVASYON
İnovasyon icat edilen bir şeyin ticari meta olarak satılabilmesi gerçekleştiği anda oluşur.Yani icat etmek inovasyon için tek başına yeterli değildir.
İcat edebilirsiniz ancak bilim ve ekonomik açıdan bunu değerlendiremiyorsanız sadece icat etmekle kalmış oluyorsunuz.
İnovasyon olması için birilerinin bu icattan yararlanması gerekir.İcat edenin icat etmesinden tüketenin de tükettiği şeyden yararlanması,fayda elde etmesi gerekir.
Cep telefonunu icat ettiniz ancak faydalanılacak bir şekilde sunmazsanız inovasyon haline getirmezseniz yerinizde saymış olursunuz.
BİR GÜN MUTLAKA
Azimli olmak önemlidir.
İnandığınız yolda bir gün mutlaka yapacağım derseniz, asılırsanız sıkıca, şayet imkansız değilse gerçekleşecektir.
Edison'un 10.000. deneyinde başarılı olup ampulü bulduğuna dair bir rivayet vardır.10.000.deney olmasa da uzun uğraşlar sonunda ampulü bulmuştur.Yılmadan azimle birçok defalar başarısız olmasına etrafındaki insanların alay etmesine rağmen tekrar tekrar denemesi bir delilik gibi görülebilir.
Ancak başarılı olacağına inanması,bu yönde ilerlemeye devam etmesi,"bir gün mutlaka" ya inanması başarılı olmasını sağlamıştır.
22 Mayıs 2009 Cuma
20 Mayıs 2009 Çarşamba
Özgürlük İstiyorum
Neden mi ?
Tersten düşünelim,siz bir şeyler yapmak isterseniz,bir konu üzerinde yoğunlaşmak isterseniz o konuda sınırlarınız varsa nasıl birşeyler üretebilirsiniz ki ?
Üretseniz bile çıktılarınız çok basit,alışagelmiş olacaktır.
Yaşasın özgürlük...
14 Mayıs 2009 Perşembe
Neden İnnovasyonizm ?
Ama innovasyon ile birleştiğinde güzel bir eke dönüştüğünü düşünüyorum.
İnnovasyonizm nedir peki; Bu kavram benim bakış açımı oluşturuyor.Kötü bir amacım yok.Yazdıkça ne olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
Tek amacım İnnovasyonu Ülkemizin kalkınması için olmazsa olmaz bir akım olarak yerleşmesini sağlamak.