30 Temmuz 2009 Perşembe
Sigara Yasağı Girişimcisi
Bu küçük bir örnek ama aslında bu yasağı fırsata çeviren bir çok kişi çıkabilir. İcat çıkabilir. Kesin bir çok kişi düşünüyordur. Birçok kişinin aklına geliyordur.Hatta icat edildikten sonra “ya ben bunu düşünmüştüm” şeklinde hayıflanmalar da duyabiliriz.
Peki neden bu kadar geri çekiliyoruz yapma kapasitemiz varken yapamıyoruz. Sanırım tarih boyunca böyle bir sorunla karşılaştık. Ha gayret biraz daha cesaret gibi yönlendirmelere mi ihtiyaç var. Girişimci olmayı özendirmek önemli bir toplumsal faydaya kapı açıyor aslında.
Finansal destek veren bir çok kuruluş ta var.
Biraz atalet mi var ? Karamsarlık mı ? Azim eksikliği mi ? Siz ne dersiniz ?
Kalbimiz 3G ile xxx Mbps hızla atıyor
Heyecanlıyız çocuk, genç, yaşlı 3 nesil 3 g li olacak artık.Bir zamanlar “Yok olmaz,Mümkün değil,hayal kuruyorsunuz!” şeklindeki ifadelerle hor görülen bir teknoloji nimeti daha hizmetimize sunuluyor. Dikkat ediyorum da bu demotive edici tepkiler azimli teknoloji meraklılarını yıldırmıyor ve ihtiyaç olan hizmet veya ürün mutlaka bir şekilde bize er ya da geç sunuluyor. Merak duygusu, daha iyisini isteme insanoğlunu bu yola sürüklüyor. Teknoloji meraklıları için 30 Temmuz Milad. 3G den önce ve 3G den sonra diye hayatlarımız etkilenecek birçok şekilde.Bu teknolojinin açacağı kapıları bir düşünsenize… İnovasyona gün doğdu, bir çok hizmeti kapsayacak 3G teknolojisi inovatif ürünler ve hizmet inovasyonu ile temel kaynak olarak hepimizin rehberi olacak.
3G nin getirdiklerini konuşmaya gerek duymuyorum, izlediğim kadarıyla gerek Turkcell’in CEO su Süreyya Bey gerekse Vodafone Türkiye CEO su Serpil Hanım bu teknolojinin Türkiye’ye neler kazandıracağını çarpıcı bir şekilde gerçekleşen basın toplantılarında, net olarak ifade ettiler. Farklı reklamlarla, XXX Mbps hız rekorları ve sloganlarla da akılda kalan 3G nin, meraklılarına heyecan yaşatacağı kesin. Avantajlar, fiyatlar, servisler uzunca bir süre konuşulacak.
1994 yılına kadar cep telefonu kullanımının olmadığı Türkiye’de teknoloji devrimleri yaşanıyor.O günlerde hayal edilemeyecek ürün ve servislerden yararlanıyor olmak heyecan verici. Sizce Hayal Gücü + İnovasyon girişimci ruh ile birleşmeseydi bugün 3G den konuşabilir miydik ?
Bırakın 3G yi Cep telefonundan bile bahsedemezdik. Geleceğe gebe birçok teknoloji ürünü henüz keşfedilmemiş bakir alanlar gibi hayal gücü ve inovasyonla açığa çıkmayı bekliyor.Bunun için beyinlerimizi özgür bırakıp sınırsız düşünmemiz yeterli.
Özetle her geçen gün teknoloji bizi birkaç adım öteye zıplatmaya devam edecek.Sakın Şaşırmayın.
23 Temmuz 2009 Perşembe
Atatürk ve İnovasyon
"Uygarlık yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik yaşamda, bilim ve teknoloji alanında başarılı olmak için tek gelişme ve ilerleme yolu budur. Hayat ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme, gelişme ve yenilenmesi zorunludur. Uygarlığın buluşları, tekniğin harikaları, dünyayı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir dönemde yüzyıllık köhne düşünüş biçimleriyle, geçmişe düşkünlükle varlığın korunması mümkün değildir.”
1924 (Atatürk'ün B.N. s. 85)
Geçmişten günümüze başarı yenileşme ile bağdaşıyor. Yerinde durmayan sürekli farklı yöntemler deneyen bir adım ileri gidebiliyor. Radikal fikirler önemli. Radikal fikirlerin ortaya çıkabilmesi için kaliteli beyinlere ihtiyaç var. Sadece bir devlet adamı olmayan Atatürk bunu başarabilmiş ender insanlardan biri.
Vecizede ifade edilen tekniğin harikalarını en çok hissedebileceğimiz dönemleri yaşıyoruz aslında. İnovasyonu biraz daha ensemizde hissediyoruz. Artık yenileşim bizi davet etmiyor, zorluyor. Geçmişe düşkünlük gibi bir bakış açısı rağbet görmüyor ve yenileşim zirveden bırakılmış bir kartopu gibi tüm dünyayı sarıp kocaman bir hale dönüşüyor.
Farkında olmadan bizi esnetiyor aslında, yeniliğe adaptasyon daha kolay gerçekleşiyor.
22 Temmuz 2009 Çarşamba
Bir Hayalim Var
Mütemadiyen diyet yapan bayanlar tartı ve diyet sorununuzun çözümü için bir arayış içindesiniz.Sizi çok çok iyi anlıyorum.Bu empati kurmak değil.Empatinin de ötesinde bir şey.
Ya siz yağ-kas dengesini merak ediyorsunuz değil mi ? Bunun için ya bir eczaneye gitmek zorundasınız veya diyetisyeniniz vastası ile acaba bu hafta veya bu ay yediklerimin yüzde kaçı yağa dönüşmüş ? Yaptığım spor işe yaramış mı ? Kısacası ne kadar yağlanmışım ? Bir de çeşitli kaygılar peşinden gelir tabi.Hayat boyu böyle mi devam edecek,bir ileri bir geri mi ? Neden kilo veremiyorum ? v.s v.s
Tüm bu sorulara cevap bulabilmek elbette ki bireysel yeteneğinize bağlı.Yani tek tek size.En azından tart-baskül veya ismi neyse ona ulaşmanıza bir çözüm bulunamaz mı ?Bence bulunur.
Tartı mesleğini yaz tatilinde yapan çocuklar,evet girişimci çocuklar,olmaz demeyen nasıl yapabilirim diyen çocuklar buna bir çözümünüz var mı ?
Girişimci sana sesleniyorum;sokak veya caddeler teknolojiye ayak uydurup kas-yağ oranını ölçebilen basküllere ne zaman kavıuşacak ? Biraz hareket lütfen..
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Başarılı Girişimciler Ezber bozan mıdır ?
Ürün ve hizmet yelpazesi içerisinde fark yaratabilen ve İNOVATİF olabilenler kazanıyorlar.Doyumsuz olan insanoğlu Homoekonomikus olarak varlığını sürdürecek.Bunu göz önüne aldığımızda farklı olan hizmet ve ürünlere de her zaman için rağbet olacaktır.
Aklıma ilk gelen ezber bozan girişim örneği DOLMUŞ. İsmi ile müsemma olmuş bir aracın doğması ekonomik kriz dönemlerinde fakir fukaranın yardımına yetişmiş.Girişimcisi çok kazanmış mı bilmem ancak güzel ve pratik bir düşünceyi hayata geçirmiş olması hala taktire şayan.
Başka bir örnek.Simit Sarayları,simit çeşitlendirmesi ile ezber bozdular,zincir haline geldiler.Fikir basit aslında değil mi ? Basit ama bunu gerçekleştirebilmek emek istiyor.Örnekleri çeşitlendirebilirsiniz çünkü örnekler her yerde var.
Bu fikrin,veya herhangi bir girişimci fikrin akla gelebilmesi için de hem bir tecrübe silsilesi hem de farklı düşünme boyutlarının kesişmesi gerekiyor.Kişinin kültürel özellikleri ve yaşanılan toplumu algılama boyutu da önemli faktörler arasında geliyor tabi.
Özetle; Ezber bozan olmak kazandırıyor,damardan tüketiciye hitap ediyor olmak kazandırıyor.
7 Temmuz 2009 Salı
Hayal Gücü ve Seyisi Girişimci Ruh
Peki hep birlikte sorgulayalım o zaman.
Efendim hayal gücü toplumumuzda bazan yadırganan bir terim olmuştur.Boş hayaller kurma ! Hayal dünyasında yaşıyorsun gibi.Bir de hayal gücünü öven veciz sözler vardır.İlki bizden Yahya Kemal Beyatlı’dan İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.Ve sonrakiler;
J.Bernard: Büyük şeylerin hayali ile yaşa, hiç olmazsa daha küçük şeyleri yapmak imkanı bulursun.
William Russell: En büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır. Albert Einstein: Hayal gücü, bilgiden daha önemlidir.
Goethe: Hayal gücü ne ilahi bir armağandır.
Hepsi çok güzel sözler.Hayal gücü gerçekten de ilahi bir armağandır.Olmayan bir şeyi hayal ediyorsunuz çünkü ve bu yönde bir ideal oluşturup koşturuyorsunuz.
Cep Telefonu,Ampül,bilgisayar ve işimize yarayan bir çok şey hayal gücünün ve hayal gücünün seyisi Girişimcilik Ruhunun eseri değil mi ?
3 Temmuz 2009 Cuma
Kadınlar & Mikrokredi ile Güçleniyor
Evet bu bakış açısı çok kötü görünüyor değil mi ?
Oysa kadınlar bu olumsuz yargılardan çoktan sıyrılmış.Nasıl mı ?
Mikrokredi sistemi sayesinde.Bu sistemi tanımsal içerikli cümleler kullanarak size anlatmayacağım. Bu sistem ne işe yarıyor onu anlatacağım;
Kadınlarımız güvene dayanan,kefilsiz küçük başlangıç sermayesi ile hayatlarını değiştirebiliyor ve kendi ayakları üzerinde daha sağlam durabiliyorlar.Balık yemeyi değil balık tutmayı öğreniyorlar.Yoksulluğun zincirlerini kendi kendilerine güçlenerek kırıyorlar.Çocuklarını okutuyor,mutfak masraflarını çıkarıyorlar.Aldıkları mikrokredileri geri ödeme konusunda çok sadık davranıyorlar.
Dünya’da Nobel Ödüllü Prof.Dr.Muhammed Yunus, ülkemizde ise 2003 yılından beri Prof.Dr.Aziz Akgül Mikrokredi Sistemi’nin Öncüleri.Ve öncüler kadınların hayatını değiştiriyor. Yoksullara mikro kredi verilmesi,5302 sayılı İl Özel İdaresi kanununun 6.maddesinde de devletin görev ve sorumlulukları içerisinde yer almış.
Özetle,Ülke refahı her bir yoksul kadının omuzlarındaki girişimcilik ruhu ve azmi ile artıyor.Artacak.
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumuİnovasyonun Renkleri
İntekno Şirketler Topluluğu insiyatifi ile 2006 Haziran'ında başlatılan İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumları, misyonu çerçevesinde ilerlemeye devam ediyor. İntekno Şirketler Topluluğu, Boğaziçi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle, Ulusal İnovasyon Girişimi katkılarıyla gerçekleştirilen İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumları'nın yedincisi 16 Haziran 2009 tarihinde, Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlendi.
İntekno Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kulluk, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan ve Sabancı Üniversitesi REF Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar tarafından gerçekleştirilen açılış konuşmalarında, toplantının gündem maddeleri ve amacına ilaveten, yenişimci (inovatif) yaklaşımların iş dünyasının yanı sıra sosyal hayatta da arz ettiği öneme örneklerle değinildi.
Carnegie Mellon Üniversitesi Tepper İşletme Fakültesi öğretim görevlilerinden Prof. Thomas Emerson, günün ilk konuşmacısıydı. 7. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu'ndan bir gün önce, yine Boğaziçi Üniversitesi'nde, öğrencilerin ve iş dünyasının katılımıyla düzenlenen "Act up for a Startup" başlıklı özel workshop ve seminerde de kürsüye çıkan Prof. Thomas Emerson, girişimcilerin sahip olması gereken özellikler, önlerine çıkabilecek engeller ve bu engellerin nasıl aşılacağı konularının yanı sıra, yenişim süreçlerinden bahseden etkili bir sunum gerçekleştirdi. Seminerin ikinci oturumundaki konuşmasında, Guy Kawasaki'nin "The Art of the Start" kitabında değindiği konuları, gerçek hayat tecrübeleri ile zenginleştiren Thomas Emerson, Kawasaki'nin bir konuşmasını da video gösterimi ile dinleyicilere sunarak katılımcıların keyifli dakikalar geçirmesini sağladı.
"VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu - İnovasyonun Renkleri" dâhilinde, konuşmacılardan kürsüye çıkan ilk kişi olan Thomas Emerson, inovasyon ve girişimciliğin, bir fikri nasıl değer arz eden bir varlığa dönüştürdüğünden bahseden zengin içerikli konuşmasıyla beğeni topladı. Yenişimin işleyişi ve girişimcinin izlemesi gereken yollara dair, güçlü bir konuşma yapan Thomas Emerson'ın ardından kürsüye gelen ikinci konuşmacı, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan oldu.
Prof. Kaylan'ın konuşmasında değindiği konular, yenişimin ve girişimciliğin kalite yönetimine yansımaları ile sosyal yenişimin önemi oldu. Sosyal yenişimin önemine ve toplum için arz ettiği değere özellikle vurgu yapan Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan, gözlerden kaçmakta olan ancak büyük önem verilmesi gereken bir konuya parmak basarak dinleyiciler üzerinde güçlü bir etki bıraktı. Prof. Kaylan'ın ardından söz alan Prof. Dr. Dilek Çetindamar, dinleyicileri "Yenilikçi Fikirlerin Finansmanı" başlıklı sunumuyla aydınlattı.
Daha sonra kürsüye gelen Surrey Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Adel Sharif, dinleyicilere açıkladığı yenişimci "Modern Water" projesi ve bu projenin iş dünyasında bir değere dönüştürülmesini içeren girişim sürecine dair sunumuyla, yenişim ve girişimin başarılı bir örneğini sundu.
Sempozyuma Finlandiya'dan katılan Helsinki Ekonomi Üniversitesi IDBM Program Direktörü Prof. Markku Salimaki, yenişime giden yolda tasarımın önemini anlatan bir konuşma yaptı. Tasarımın ayrı bir eğitim dalı olarak ele alınması gerektiğinden bahseden Prof. Salimaki, konuşmasında ayrıca, birbirinden farklı disiplinlerin harmanlanması ve bireylerce özümsenmesi ile başarılı tasarımların ortaya çıkacağından ve bunun da yenişime giden yolda güçlü bir adım olacağından bahsetti. Finlandiya'da mevcut bulunan yenişime açık sistemlerden örnekler de veren Prof. Salimaki'nin ardından kürsüye, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Gökçe Dervişoğlu geldi. Dr. Gökçe Dervişoğlu, "Kültür ve İnovasyon" başlıklı konuşmasında, yenişimin kültür üzerinden işleyişinden bahsederek sempozyum gündemine önemli bir katkıda bulunmuş oldu.
Son olarak kürsüye gelen İntekno Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kulluk, ilk olarak "yenişim" kelimesinin etimolojisinden bahsettiği "Yeşil Yenişim, Yeşil Girişim, Olmalı Benim İşim" başlıklı konuşmasında, yenişimin doğal kaynaklarımızı korumak adına yönlendirilmesinin önemini vurguladı. Yenişim ve girişim ortamlarının yaratılması ve sürdürülmesinde, esinlenmenin gerekliliğini de vurgulayan Kulluk, konuşmasında ülkemizde bulunan yenişim bilincinden de örneklerle bahsetti. Halkımızda mevcut bulunan yenişim potansiyelinin, pratiğe dökülmesinin önündeki en önemli etkenlerden biri olarak, ülkemizin kültürel yapısında var olan bir takım eğilimleri işaret eden Kulluk, Mevlana'nın Hoşgörü kavramına bakışının toplumsal bilinç haline getirilmesi ile bu sıkıntıların aşılacağını açıkladı. Mevlana'nın öğretilerine farklı bir bakış açısı getiren Kulluk, O'nun kişileri yenişime teşvik ettiğinden bahsederek Mevlana ve Hoşgörü kültürü ile yenişim arasındaki bağları dinleyicilere anlattı. "Hoşgörü bizim doğal kaynağımız, yeter ki onu kullanmasını bilelim" diyen Kulluk'un sunumundan sonra sempozyumun son bölümüne geçildi.
Bu bölümde Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından, İntekno Şirketler Topluluğu'nun desteğiyle çıkarılan İnovasyonun Renkleri isimli e-bültende yer alan Meryem Aslan, diğer projelerinin yanı sıra, GSM sektöründe görme engellilere yönelik olarak geliştirdiği projesinden de bahsederek yenişimci (inovatif) yaklaşımlara gerçek örnekler sundu.
İnovasyonun Renkleri oturumundan sonra, Halil Kulluk ve Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan ile birlikte kapanış konuşmalarında yer alan Ulusal İnovasyon Girişimi Direktör Yardımcısı Selçuk Karaata, değerli görüşlerini konuklar ve katılımcılarla paylaştı.
VII. İnovasyon ve Girişimcilik Sempozyumu - İnovasyonun Renkleri, İntekno Yeniesin Sazendeleri'nin icra ettiği eserler ile ayrı bir renk kazandı. Sempozyum sırasında mini bir konser veren grup, dinleyicilere keyifli dakikalar yaşattı. Farklı kültürlerden konuşmacıların, inovasyon ve girişime dair güncel sorunlardan ve bunların çözümlerinden bahsettiği yapıcı ve verimli geçen sempozyum, konuşmacılara plaketlerinin verilmesiyle sona erdi.