FACEBOOK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
FACEBOOK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Facebook, Twitter( +,-)= Düz Dünya

Sosyal Paylaşım siteleri hayatımızın vazgeçilmezi oldu ve rutinimizde yer almaları her günümüzü farklı şekillerde etkilemeye, biçimlendirmeye hazır. Tam anlamıyla bağlandık diye gördüğümüz bu ağlar bizi çok konuşan, paylaşan insanlar haline getirmiş durumda. Bu da aşırıya kaçmamak şartıyla güzel bir şey. Yeni nesil doğar doğmaz bir sosyal ağa kaydediliyor ebeveynleri tarafından. Ve gerçek hayatla birlikte sanal hayata merhaba diyorlar. Ve bireysel arşivleme böylece startını veriyor…
Yıllardır dile getirilen demokratik, konuşan toplum profilini artık Facebook profillerimizden, tweetlerimizden sağlıyoruz sanırım, değil mi?
Devlet Başkanları, Belediye Başkanları, düşünürler v.s artık toplumla twitter aracılığıyla konuşuyor. Promosyonlar, provokasyonlar bu dünya üzerinden yayılıyor.
Sanal dünya diyoruz ancak bizi her anlamda etkileyen gerçek bir dünya söz konusu.
Öyle ki online haber sitelerine bile düşmeyen şok şok haberlere twitter, facebook üzerinden ulaşılıyor. Tabiri caizse artık ajanslar, haber siteleri tweetleri ve facebook mesajlarını takip eder oldu.
Yararları çok tabi bu dünyanın ve tabi zararları üzerinde de birçok spekülasyon söz konusu. En basitinden 1998 yılında basılan Dan Brown’un Digital Kale’si (Digital Fortress) gibi.
Peki dünya vatandaşlarına olabildiğince düz bir dünya sunan sosyal ağlar bizi olumsuz yönde de etkiliyor mu ? Bazılarını evet…
Şöyle ki;
İngiliz Daily Mail’in bir haberine yer vermek istiyorum; buna göre 18 yaşındaki bir genç, eski kız arkadaşı kendini Facebook’ta engelledi diye astım krizi geçirmiş. Kız arkadaşının yeni arkadaşlar edinmesine üzülen talihsiz gencin astım atakları bu olaydan sonra artmaya başlamış. Ve sonuç; talihsiz genç bir psikyatr yardımıyla Facebook’a girmekten vazgeçirilmiş. Facebook’a girmeyi durduran gencin astım atakları da sona eriyor. Dr. Gennaro D’Amato bu tür sitelerin ortaya çıkaracağı sorunlar hakkında tüm kullanıcıları uyarıyor. Uzmanlar özellikle duygusal-hassas insanları stres kaynaklı, psikolojik ve fiziksel hastalıklara karşı uyarıyor, risk altında bulunduklarını iletiyorlar.
Yani yeni yaşamsal stres vericiler olarak tanımlanan sosyal paylaşım sitelerini kullanırken psikolojimizi korumamız lazım. Bunlar da birer doğal seleksiyon aracı mı, ne dersiniz?

FACEBOOK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
FACEBOOK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Facebook, Twitter( +,-)= Düz Dünya

Sosyal Paylaşım siteleri hayatımızın vazgeçilmezi oldu ve rutinimizde yer almaları her günümüzü farklı şekillerde etkilemeye, biçimlendirmeye hazır. Tam anlamıyla bağlandık diye gördüğümüz bu ağlar bizi çok konuşan, paylaşan insanlar haline getirmiş durumda. Bu da aşırıya kaçmamak şartıyla güzel bir şey. Yeni nesil doğar doğmaz bir sosyal ağa kaydediliyor ebeveynleri tarafından. Ve gerçek hayatla birlikte sanal hayata merhaba diyorlar. Ve bireysel arşivleme böylece startını veriyor…
Yıllardır dile getirilen demokratik, konuşan toplum profilini artık Facebook profillerimizden, tweetlerimizden sağlıyoruz sanırım, değil mi?
Devlet Başkanları, Belediye Başkanları, düşünürler v.s artık toplumla twitter aracılığıyla konuşuyor. Promosyonlar, provokasyonlar bu dünya üzerinden yayılıyor.
Sanal dünya diyoruz ancak bizi her anlamda etkileyen gerçek bir dünya söz konusu.
Öyle ki online haber sitelerine bile düşmeyen şok şok haberlere twitter, facebook üzerinden ulaşılıyor. Tabiri caizse artık ajanslar, haber siteleri tweetleri ve facebook mesajlarını takip eder oldu.
Yararları çok tabi bu dünyanın ve tabi zararları üzerinde de birçok spekülasyon söz konusu. En basitinden 1998 yılında basılan Dan Brown’un Digital Kale’si (Digital Fortress) gibi.
Peki dünya vatandaşlarına olabildiğince düz bir dünya sunan sosyal ağlar bizi olumsuz yönde de etkiliyor mu ? Bazılarını evet…
Şöyle ki;
İngiliz Daily Mail’in bir haberine yer vermek istiyorum; buna göre 18 yaşındaki bir genç, eski kız arkadaşı kendini Facebook’ta engelledi diye astım krizi geçirmiş. Kız arkadaşının yeni arkadaşlar edinmesine üzülen talihsiz gencin astım atakları bu olaydan sonra artmaya başlamış. Ve sonuç; talihsiz genç bir psikyatr yardımıyla Facebook’a girmekten vazgeçirilmiş. Facebook’a girmeyi durduran gencin astım atakları da sona eriyor. Dr. Gennaro D’Amato bu tür sitelerin ortaya çıkaracağı sorunlar hakkında tüm kullanıcıları uyarıyor. Uzmanlar özellikle duygusal-hassas insanları stres kaynaklı, psikolojik ve fiziksel hastalıklara karşı uyarıyor, risk altında bulunduklarını iletiyorlar.
Yani yeni yaşamsal stres vericiler olarak tanımlanan sosyal paylaşım sitelerini kullanırken psikolojimizi korumamız lazım. Bunlar da birer doğal seleksiyon aracı mı, ne dersiniz?