İnovasyon, özellikle engelli insanların ihtiyaç duyduğu ürünlerin, hizmetlerin oluşturulabilmesi için vazgeçilmez bir olgu.
Düşünün bir kere 8,5 milyon den fazla engelli ile aynı ülkede yaşıyoruz. Ama onların ihtiyaçlarını hissedebiliyor muyuz ? Tartışılır demeyeceğim, hiç hissetmiyoruz. Çünkü yaşamsal imkanlar onlara göre düzenlenmiş değil. Zaten normal insanlar yaşamakta yeterince zorlanırken engellilerin zorlanmaması mümkün mü ? Peki ne oluyor, olan şu, bu insanlar içlerine, evlerine kapanıyorlar ister istemez. Bence haklılar.
Bir görme engelliyi düşünün. Herkesin vazgeçilmesi olmuş bir alet var, cep telefonu, sürekli yenileniyor modeller, ortalık cep telefonu reklam ve modellerinden geçilmiyor, 3G geldikten sonra bu tansiyon daha da arttı. Görme engelliler sizce cep telefonu kullanabiliyor mu ? Onlar için yapılmış telefonlar var. Ama kontör kartı aldıklarında yükleyemiyorlar çünkü kartları okuyamıyorlar. Neden çünkü kartlar Braille alfabesi ile yazılmamış.
Senaryo şöyle gelişiyor; Normal insanların kontör kartını alan ve yükleyemeyen görme engelli birilerinden yardım istiyor. Hiç unutmayacağım bir deneyim yaşamıştım, bir görme engelli müşteri kontör kartını yükleyemediği için etraftaki “insanlardan” yardım istemiş ve kartı eline alan “yardımsever insan” muhtemelen kendi hattına yüklemiş ve demiş ki bu kart yüklenmiyor. Sonra mağdur vatandaş Call Center ı arıyor ve kartın yüklenmiş olduğunu öğreniyor hem de kartı aldığı saatlerde. Bu kadarına da pes ama oluyor işte.
İşin daha da kötüsü görme engelli haykırıyor, “ben defalarca aynı şeyi yaşıyorum lütfen bir çözüm üretin.” Çözüm üretildi mi ? Üretildi ancak GSM Operatörlerini dürtmek gerekiyor sanırım. Çünkü hala piyasada böyle kartlar satılmıyor. En azından Sosyal Proje kapsamında değerlendirebilir ve Müşteri Memnuniyetini gerçek anlamda sağlamış olurlar.
Eğer yürüyemiyorsam ve tekerlekli sandalyede hayatımı sürdürüyorsam ve sokağa çıktığımda çukurlarla, her köşede park etmiş geçit vermeyen arabalarla karşılaşıyorsam bunlar yeterince engel değil mi ?
Bir de ruhsal engeller var tabi, toplumsal hoşgörüsüzlük aşağılama psikolojimizin olduğu tartışılmaz bir gerçek.
En basitinden hala kilolu insanlarla “kaç aylık” sorusu sorularak dalga geçilebiliyor, çocuklar okullarda kusurlu gördükleri çocukların özellikleriyle dalga geçiyorlar. İnsanların “sakat” yargısı, ama yardıma gelince de kaçmaları, iş imkanı araştırınca 2. Sınıf insan muamelesi gösterilmesi veya kılı kırk yaran işlemlerin yapılması ve sonuçta işsizlik…
Zorluk, zorluk, mücadele mücadele ama nereye kadar. Bu insanların elinden tutmak ama gerçekten elinden tutabilmek için çaba gösterileceğine inanmak istiyorum. Engelliler için geliştirilmiş ürünler var tabi bunları alabilen var mı tartışılır. İnovasyon onlara ne kadar nüfuz ediyor bu da tartışılır.
Bizim bireyler olarak yapmamız gereken şey bir görme engelliyi karşıdan karşıya geçirmekten daha fazla olmalı değil mi ? Bu klasikleşmiş yardım artık çok yavan geliyor, daha ciddi şeyler yapmalıyız. Çünkü engelli olmak bizim şartlarımızda gerçekten çok zor. Hem maddi hem de insan kalitesi anlamında. İnovasyonun bakir alanı ve teşviklerle bu alan ihtiyaçlara yönelik olarak işlenmeli.